Serum hastalığı, bazı hastalıkların tedavisi amacıyla kişilere at veya sığır kanından üretilmiş serumlar verildiğinde ortaya çıkabilir. At ve sığır kanından elde edilen serumlar, bazı bireylerde yan etkilere yol açabilir. Kullanılan serumun içerisindeki antijenler ile vücuttaki antikorlar bir araya gelerek serum hastalığına neden olabilir. Gazlı kangren, tetanos, difteri veya yılan sokması gibi durumlarda bu tür serumlar verilebilir. Ancak, serum alan her bireyde serum hastalığı gelişmez. Serum hastalığı, yaklaşık yüz kişiden beşinde görülebilir. Günümüzde ise serum hastalığı, penisilin gibi damar yoluyla vücuda uygulanan antibiyotikler nedeniyle de ortaya çıkabilmektedir. Hastalık nedeniyle eklem ağrısı ortaya çıktığında bu ağrıyı hafifletmek için aspirin ve oluşan kaşıntıya karşı antihistaminik ilaçlar kullanılabilir. Ağrı ve kaşıntı bu ilaçlara rağmen geçmezse kortizon içerikli ilaç tedavisine başvurulmaktadır.

Serum hastalığında ortaya çıkan belirtiler, serum uygulandıktan en geç 10 gün içinde görülmeye başlayabilir. Bu belirtiler arasında eklem ağrısı, kaşıntı, ateş ve deride döküntüler yer alabilir.

Serum hastalığı tedavisinde, tetanoz gibi hastalıklara yakalanmamak için belirli aralıklarla aşılama yapılmalıdır. Serum hastalığı, bazı vakalarda ilaçlar kullanıldıktan sonra en geç bir hafta içinde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Eğer alerjik reaksiyonlar ilaç kaynaklı gelişmişse, ilaç kullanımı sonlandığında alerjik durum kendiliğinden kaybolabilir. Deride kızarıklık, döküntüler ve ateş görülebilir. Ayrıca eklem, dirsek ve diz bölgelerinde ağrılar ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlar basit önlemlerle kontrol altına alınabilir. Ağrı kesici ve kas gevşeticiler kullanılarak serum hastalığı tedavi edilebilir.

Serum hastalığı nadir görülse de ciddi komplikasyonlar oluşturabilir. Bu nedenle tedavi sürecinde doktor gözetimi önemlidir. Ayrıca, serum hastalığının önlenmesi için kişilerin daha önce serum tedavisi alıp almadığı ve herhangi bir alerjik reaksiyon yaşayıp yaşamadığı detaylı bir şekilde sorgulanmalıdır. Günümüzde biyoteknolojik yöntemlerle üretilen monoklonal antikorlar, serum hastalığı riskini azaltmak amacıyla kullanılabilir. Ancak, bu tedavilerin de yan etkileri olabileceği unutulmamalıdır.